Haber

Eğitim Sen’in Raporu Açıklandı. Nejla Kurul: “Yoksullar Eğitime Harcamaz Ama Kira Giderlerini Karşılayabilir”

HABER: CEYLAN SAĞLAM- KAMERA: UMUT DOĞAN

Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Şura “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu” raporunu sundu. Heyet, “Yoksulların eğitime ayıracak gücü yok. Yoksullar ise kira ve barınma masraflarını karşılayabiliyor. Mutfak ve temizlik masraflarını karşılıyor, parasını çocuklarının eğitimi için harcayan anne-babalar da bu parayı kazanmaya çalışıyor” dedi. sınıfsal eşitsizliklere paralel olarak çocuklarının eğitimine daha sınırlı bir kaynakla katkıda bulunabileceklerini belirten Demir, “Yıl ücretli hale geldikçe milyonlarca veli çocuklarını okutmak için bütçelerinin çok üzerinde harcama yapmak zorunda kalıyor” dedi.

Türkiye’de 70 bin 383 eğitim kurumunda 17 buçuk milyon öğrenci ve 1 milyon 139 bin öğretmen bulunuyor. Yarın 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılının bitmesi ile birlikte öğrencilerin yaz tatili dönemi başlayacak.

Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, son bir yıllık döneme ilişkin hazırladıkları raporu bugün Ankara’da Eğitim-Sen Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında sundu. Nejla Heyeti şunları söyledi:

“YAKLAŞIK 17 VE ½ MİLYON ÖĞRENCİ YETERLİ, NİTELİKLİ, KAMU, ÖZGÜR BİR ŞEKİLDE EĞİTİM HAKKI ERİŞEMİYOR”

“Eğitimle ilgili sorunlarımızı şu sıralamayla ortaya koymak istedik. Birincisi, kamu eğitiminin giderek gerçeğe dönüştüğü gerçeği. Özelleştirmeler arttı. Ayrıca eğitimi dindar bir karaktere büründürmek için asıl çabalar yürütülüyor. Bunun yanında artan eğitim emekçisi enflasyonu da eğitim karşısında geçimini sağlayamama sorunu ve daha da önemlisi öğrencilerimizin eğitim hakkı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. 17 buçuk milyona yakın öğrencinin nitelikli, kamusal, ücretsiz, demokratik bir şekilde eğitim alma hakkına erişemediği sorunları çok kısa sürede özetlemek mümkün görünmüyor…

“EŞİTSİZLİKLERİN YARATILDIĞI, HALK EĞİTİMİ ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE AZALTMAYA DOĞRU GELİŞEN BİR DÖNEMDE YAŞIYORUZ”

Yaklaşık 70 bin 383 eğitim kurumu bulunuyor ve bu kurumlarda toplu olarak yürütülen eğitim-öğretim faaliyetlerinde 17 buçuk milyon öğrenci ve 1 milyon 139 bin öğretmen görev aldı. 2022-2023 eğitim öğretim yılında. 70 bin 383 kurumumuzun yüzde 80’i sadece devlet okulu. Yani bildiğimiz şekliyle halk eğitimi veren okullarımız. Bu okulların sayısı bakımından yüzde 20’si özel okullar tarafından işletilmektedir. Öğrenci sayısına baktığımızda özel okullardaki öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısı içinde yüzde 8,5-9 mertebesine yaklaştığını görüyoruz. Yani yoksullaşan Türkiye’nin kamu eğitiminde çok hızlı bir çöküşe yol açtığı, bazı öğrencilerine özel okulların açıldığı ve eşitsizliklerin yaratıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Halk eğitiminin kalitesi yükselirse eğitimde özelleştirmeye gerek kalmayacak.

“YOKSULLU EĞİTİME HARCAMAYACAK. FAKİR OYNAYABİLİR AMA KİRALIK KONUT GİDERİNİ GEÇEBİLİR”

Artan özel okul fiyatları hayret verici seviyede. Ama devlet okullarındaki velilerimizin de sorunları çok büyük. Sizinle bir veri paylaşmak istiyorum, OECD ülkeleri ortalamasında toplam eğitim harcamalarının yaklaşık yüzde 90’ı devlet kaynaklarından karşılanıyor. Bu harcamaların sadece yüzde 10’unun ebeveynler tarafından yapıldığı görülmektedir. Ancak Türkiye’deki rakama baktığınız zaman toplam eğitim harcamalarının yüzde 27,5’i, yaklaşık yüzde 28’i ya da üçte biri diyebileceğimiz bir rakam velilerin omuzlarına yük gibi görünüyor. Böylece sınıf tercihlerinin eğitim hayatını ne kadar etkilediğini bu verilerden net bir şekilde görebiliriz. Yoksullar eğitime para ayıramıyor. Yoksullar ama kiralık konut masraflarını karşılayabiliyorlar. Mutfak ve temizlik masraflarını karşılayabiliyorlar ve çocuklarının eğitimine para harcayan anne babalar, sınıf eşitsizlikleri doğrultusunda çocuklarının eğitimine daha kısıtlı bir kaynakla katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Sonuç olarak, eğitim sistemi her yıl daha fazla maaş alıyor ve milyonlarca ebeveyn, çocuklarını okutmak için bütçelerinin çok üzerinde harcama yapmak zorunda kalıyor.

“Eğitimde çok ciddi bir devamsızlık var, devamsızlık artık bir hak olarak görülüyor”

Eğitimde çok önemli bir devamsızlık var, devamsızlık artık bir hak olarak görülüyor. Ayrıca okul terkleri çok hızlı artıyor. 6 Şubat depremlerinden sonra zaten kalabalık olan sınıflardaki öğrenci sayısı daha da arttı. Bu durum tremorlu illerde gündemde değil çünkü devam zorunluluğu yok deniliyor ilkokullarda devam oranı görece daha yüksek ama ortaokul ve liselerde nerdeyse üçte bir düzeyinde ders yok boş. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı rehber öğretmenler aracılığıyla devamsızlık sorununu anlamaya çalışmaktadır. Nedenini biliyoruz; yoksulluk, deprem, eğitime duyarsızlık ve eğitimin değersizleştirilmesi süreci karşımıza çıktı. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı bu araştırma verilerinin sahibi olmasına rağmen bu bilgileri kamuoyu ile paylaşmamakta ısrar ediyor.

MEB’DEN ÜCRETSİZ ÖĞLE YEMEĞİ İSTEĞİ

Eğitim hakkı bağlamında çocuk yoksulluğu temel bir sorundur. Bildiğiniz gibi Türkiye OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda birinci sırada yer alıyor. Derin yoksulluğun çocukların yoksulluğu üzerindeki doğrudan etkilerini biliyoruz. Bu nedenle çocuklarımız yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalmaktadır ve bu süreç çocuklarımızın hem bugünkü hem de gelecekteki sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir süredir dile getirdiği ancak sonra vazgeçtiği ücretsiz öğle yemeği talebi burada çok açık ve net bir şekilde dile getirilmekte ve velilerimiz de böyle bir talebin peşindedir. Eğitim emekçileri olarak çocuklarımıza ücretsiz öğle yemeği ve bir bardak süt verilmesi gerektiğinin altını çizmek isteriz. Sağlıklı beslenme alışkanlığı geliştirilmezse ve okullarda öğle yemeği verilmezse bu konu çocuklarımız için ciddi sorunlar yaratacaktır. Dikkat süreleri kısalıyor, çocuklarımızın algıları azalıyor. Zaman zaman öğrenme güçlüğü yaşayabilir ve davranış bozuklukları gelişebilir. Bütün bunlar bugün çocuğun hayatını etkilerken, sağlık sistemi açısından da gelecekte sağlıklı vatandaş olmalarını engelleyen bir durumla karşı karşıyayız.

“ÇOCUK İŞÇİLİK KENTTE YOKSUN ÇOCUKLARININ KARŞILAŞTIĞI ÇOK CİDDİ BİR SORUN OLMAYA DEVAM ETMEKTEDİR”

Çocuk işçiliği, kent yoksullarının çocuklarının karşılaştığı çok önemli bir sorun olmaya devam ediyor ve nesilden nesile aktarılan bir kader haline geldi. Mesleki ve teknik liseler, bilirsiniz, şehrin yoksullarının çocuklarının, yoksul ailelerin eğitime kolay ulaşamayan çocuklarının gittiği okullardır. Mesleki eğitim merkezleri gündeme geldi. Bu çocuklara iş verelim dediler. Nasıl kazanacaksınız dediğimizde, işyerinde uygun şekilde denetlenmeyen danışmanlar tarafından denetlenmeyen işyerlerinde dört gün geçirecek olan çocuklar. Sadece bir gün okula gidebilirler. Bu süreçte tüm mali ve vergi yükleri karşılanacaktır. Bu nedenle bu mesleki eğitim merkezinin mesleki eğitim vermekten uzak olduğunu söyleyebiliriz. Artık bu süreç doğrudan çocuk emeğinin sömürülmesine ve ucuz çocuk işçi çalıştırma biçimine dönüşmüştür.

“SİYASAL GÜÇ HER ÇOKLU ALANI KENDİ ANLAYIŞIYLA BİRLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR”

Bilimsel terimlerle ifade edilen, hakkında birçok araştırma ve kitap yazılan toplumsal cinsiyet eşitliği gibi kavramlar artık okullarımızdan tamamen kaldırılmıştır. Konseptin kendisi kaldırıldı. Üstelik sadece okullarımızda değil; Üniversitelerimizde dahi bu kavram ve bu kavramın değerlerimize aykırı denilerek tartışılması, tartışılması engellenmeye çalışılmaktadır. Eğitimde; Toplumsal, etnik, dinsel ve inançsal eşitlik varken; siyasal iktidar her çoğul alanı kendi anlayışı doğrultusunda standartlaştırmaya çalışır. Hatta bu yönüyle kırıntılar içinde kalan demokrasiye çok önemli kayıplar vermektedir.

Ücretli öğretmenlik uygulamasıyla 600 bin öğretmeni işsiz bırakarak, bedel ödeyerek öğretmen olmasına neden oldu, en az 100 bin öğretmen istekli hale getirdi. Yani diğer öğretmenler gibi atanma ve sağlıklı planlama yapma imkanı varken, bu uygulamalar dışarıda bir işsizler okyanusu yaratmış ve öğretmenleri güvensizlikle aynı zamanda daha düşük ücretli işlere mahkum etmiştir.

“DEKLARASYON GÜVENSİZLİĞİN YÜKSEK OLDUĞU BİR DÖNEM OLDU”

KHK ile bu istikrarsızlığın zirve yaptığı bir dönem yaşandı. Olağanüstü hal KHK rejimi bugün de etkilerini sürdürüyor. Keyfi ve hukuksuz ihraç uygulamalarının bu yıl da devam ettiğini görüyoruz. Adil yargılanma hakkının engellendiğini görüyoruz. Yine beraat etseler bile diğer önleyici sistemlerle işlerine dönmelerinin engellendiğine şahit oluyoruz.

Kamu çalışanları, mülakatlar, kamu girişlerinde güvenlik soruşturmaları, arşiv araştırmaları ve kurum içinde müteakip keyfi soruşturmalar ile kamu hizmetlerini yeterince yerine getiremez hale gelmiştir. Ne kadar az görünmez olursak, ne kadar az söz söylersek, sürece ne kadar az müdahale edersek o kadar işimizde uzun yıllar kalabiliriz anlayışını yaymaya çalışıyorlar. Ancak biz vatandaşlar; Ekmek, süt, su alıyoruz, vergilerimizle kaliteli bir kamu hizmeti istiyoruz. Kamu çalışanlarının vasıflarını düşürerek, yapabileceklerinden daha azını yapmalarına neden olarak süreçte geri çekilmelerini istemiyoruz.

“ÖĞRETMENLER ARASINDA HİYERARŞİ”

Özel okul fiyatları astronomik fiyatlara ulaştı diyoruz. Diğer bir sorun da özel bölüm öğretmenlerinin asgari ücretin çok altında çalıştırılmaları ve uzun çalışma saatleriyle güvencesiz çalışmanın tehdidini her zaman hissetmeleridir. Ancak siyasi iktidar bunlarla yetinmemiş, aynı zamanda Öğretmen Meslek Yasasını da hayatımıza dahil etmiştir. Temelde güvensizlik vardı, maaşlı öğretmen vardı, sözleşmeli öğretmen vardı. Şimdi hocaları yine kendi içinde parçalamıştır. Öğretmenlerin ortasına bir hiyerarşi yerleştirdi ve bu yasayla birlikte, öğretmenlerin benzer bir iş yapmasına rağmen benzer bir müfredat uygulamasına rağmen farklı fiyatlarla akran öğrencilerle rekabete yol açacak bir kariyer merdiveni sistemi geldi. benzer ortamlar, eşit fiyat ilkesinden uzaktır. “

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
escort
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort
adalar escort
arnavutköy escort
ataşehir escort
avcılar escort
bağcılar escort
bahçelievler escort
bakırköy escort
başakşehir escort
bayrampaşa escort
beşiktaş escort
beykoz escort
beylikdüzü escort
beyoğlu escort
büyükçekmece escort
çatalca escort
çekmeköy escort
esenler escort
esenyurt escort
eyüp escort
fatih escort
gaziosmanpaşa escort
güngören escort
kadıköy escort
kağıthane escort
kartal escort
küçükçekmece escort
maltepe escort
pendik escort
sancaktepe escort
sarıyer escort
şile escort
silivri escort
şişli escort
sultanbeyli escort
sultangazi escort
tuzla escort
ümraniye escort
üsküdar escort
zeytinburnu escort
istanbul escort